Bakteriyel Hastalık Etmenleri | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bakteriyel Solgunluk |
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bakteriyel Yumuşak Çürüklük | - Erwinia carotovora subsp. atroseptica - E. carotovora subsp. carotovora - E. chrysanthemi
|
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bakır Oksit WP 50% | 300-400 g |
Bakır Oksiklorid WP 50% | 300-400 g |
Bakır Kompleks + Mancozeb WP 21+20% | 300 g |
Bazik Bakır Sülfat WP 52.5 % | 400 g |
Bakır Hidroksit WP 50% | 250 g |
Yağ ve rosin asitlerinin Bakır Tuzları EC 51.1 | 200 c |
Pseudomonas fluorescens
Pempe Göz
Etmenin genel özellikleri :
Pseudomonas fluorescens Migula bakteriyel bir hastalık etmeni olup, bakteriyel etmen nemli toprak koşullarında bulunur ve bitkileri yaralardan ve doğal açıklık olan lentisellerden infete eder. Hastalık yumrular nemli ve sıcak hava koşullu depolardayken yayılır ve yeni yumruları hastalandırır. Bu hastalık hasatta ve özellikle depolama sırasında ortaya çıkar ve ürün kayıplarına neden olabilir.
Belirtileri:Hastalık etmeni yumrunun etrafında gelişmekte ve buralardaki lekeler pempe ile kahverengi renkli derin oluşuklar olarak görülür. Hastalık belirtileri çoğunlukla yumruların apikal uçlarında yoğunlaşmaktadır. İnfekteli yumrular kesildiğinde, iç dokular kırmızı-kahverengi ile siyah bir ortaya çıkarır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Nemli koşullarda yumru hasatından kaçının.
2. Hasat sırasında yumruların ezilmesi ve yaralanmamasına dikkat edilmeli.
3. Depo sıcaklığını 7 °C' nin altında tutun ve depoların havalanmasına önem verin. Kimyasal Mücadele:Kimyasal ilaçlamadan çok kültürel önlemlere dikkat edilmelidir.
Clavibacter michiganensis subsp. sepedonicus
Halka Çürüklüğü
Etmenin genel özellikleri :
Clavibacter michiganensis subsp. sepedonicus (Spieckermann and Kotthoff) Davis et al. =Corynebacterium sepedonicum (Spieckermann and Kotthoff) Skaptason and Burkholder özellikle tohumluk patateslerin en korkutucu bakteriyel hastalıklarındandır. Bakteriyel etmen depolarda ya da toprakta olumsuz kış koşullarını geçirir ve bir kez hastalık başladıysa hızla çoğalmaktadır. Bu sebebten dolayı, sıfır (0) hastalık indeksi, özellikle tohumluk yumruar için istenmektedir yani yumruların kesinlikle hastalık etmeninden ari olması gerekir. Bunun anlamı tohumluk üretimi yapılanbir yerde hastalık görüldüyse o bölgeden kesinlikle tohumluk yumru üretimine gidilmeyecektir. Yumrulardan başaka hastalık etmeni sezon aralarında bulaşık alet ve ekipmanlar üzerinde de canlı kalabilir. Bu alet ve ekipmanların yüzeyleri dondurucu soğuklara maruz kalsa bile bakteriyel etmenin canlı kalması mümkün olabilir. Ayrıca tarlada kalan yumrularda bakteriyi bir sonraki sezona taşıyabilir. Bakteriyel etmen yumrulara yaralardan girmektedir. Bu yüzden hastalık etmeninin bitkilere bulaşması için en uygun zamanların yumruların tohumluk içinkesildikleri zamanlardır. Bulaşıklı bir yumruyu kesen bir alet en az 20-100 adet diğer yumruyu bulaştırdığı bildirilmektedir. Hastalık ayrıca hasat makineleri ile yapılıyorsa, bulaşmalar hasat sırsında da olmaktadır. Bakteriyel etmenlerin toprakta yaşayan bazı böcekler ile de taşınması mümkündür. Bakteriyel etmen sulama suyu ve yağmur suları ilede sağlıklı bitkilere taşınabilir. Bakteriyel etmen infektelen bitkilerin iletim demetlerine (ksilem) hareket eder. Hastalık etmeninin en uygun gelişim sıcaklıkları 20 -22 °C' dir. Bakteriyel etmen şekerpancarı bitkilerinde hastalık oluşturmadan kolonize olmasına rağmen, patates doğal olarak infektelenen tek konukçu durumundadır. Diğer solonaceus bitkiler (domates, ve patlıcan gibi) laboratuvarda başarılı şekilde inokule edilebilmekte, ama hastalık doğal ortamlarda ortaya çıkmamaktadır.
Belirtileri:Yumrular infekteli olarak ya da dikimden önce bulaşık olursa, hastalık belirtileri sezon ortasına kadar çıkmamaktadır. Başlangıçta toprak üstü hastalık belirtileri solgunluk veyahutta sararma ve alt yaprakların kıvrılması şeklindedir. Solgunluklar günün sıcak zamanlarında daha fazla görülmeye başlar, bazen bulutlu ya da nemli havalarda tekrar iyileşiyo gibi bir görünüm verebilir. Sararma yaprak kenarlarında görülür. İç damar beneklenmesi nekrozları takiben görülebilir.Hastalık belirtileri bitkinin gövdesi tatamamen soluncaya ve ölünceye kadar gelişmesini devam ettirir. Bu hastalık belirtileri sıcaklıklar düşük olduğında daha az belirgin olabilir. İnfeketeli bitkilerde göze çarpan diğer bir belirti, infekteli iletim demetlerinde bakterinin varlığıdır. İnfekteli gövde kesilir ve sıkılırsa, sütsü beyaz bir bakteriyel akıntı (ooze) salınmaktadır. Diğer bir belirti ise sezon ortası gelişmenin dışında hastalıklı bitkilerde cüceleşme ya da yeşil bir bodurlukdur. İnfeketeli bitkiler calımsı ve rozet gelişimi gösterir ve bu bitkiler gelişme sezonlarında daha çarpıcı yaparak lekeleri meydana getirebilir. Toprak üstü hastalık belirtileri önemli, fakat hastalık ismini karekteristik yumru belirtileirinden almıştır. İnfeketeli yumrularda ileitm demeti halkaları parçalanır ve çürüme ilerlerken bu lekeler açık kremden koyu kahverengiye kadar değişen bir renk almaktadır. Bu renk değişimi özellikle yumrular kesildiğinde stolon uçlarında daha belirgindir. İnfekteli yumrularda sıkıldığında, krem beyaz bir bakteriyel akıntı ortay çıkmaktadır. İnfekteli yumrularda eksternal şişkinlikler ve çatlıklarda görülebilir. Yumrular 2-3 ay hiç belirti göstermeden depoda kalır, ama bulaşık yumrular tarlaya ekildiğinde hastalık belirtisi ortaya çıkar.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Sertifikalı ve hastalıktan ari yumruların kullanımı.
2. Nemli koşullarda yumru hasatından kaçının ve bulaşık tarladan elde edilen yumrular tohumlukta kullanılmamalı.
3. Hasat sırasında yumruların ezilmesi ve yaralanmamasına dikkat edilmeli.
4. Kullanılan alet ve ekipmanların temizliğine öenme verilmeli.
5. 2-3 yıl gibi bir süre ürün rotasyonu.
6. Tarlada hastalık etmenine konukçuluk yababiliceği düşünülen yabancıotların temizlenmesi ve yok edilmesi.
Kimyasal Mücadele:Kimyasal ilaçlamadan çok kültürel önlemlere dikkat edilmelidir.
Etmenin genel özellikleri : Colletotrichum coccodes (Wallr.)S.J.Hughes=C. atramentarium (Berk. & Broome) Taubenhausdes fungal bir hastalık etmeni olup, genellikle patateslerin zayıf bir kök patojeni olarak bilinmektedir. Hastalık etmeni siyah deri (Rhizoctonia solani), gümüş deri (Helminthosporium solani), ya da (Streptomyces scabies), kadar ciddi bir hastalalık etmeni olmasada,Colletotrichum bitkilerin toprak altı organlarında şiddetli çürümelerine, verim zarırına ve düşük kaliteli yumru oluşumlarına neden olabilir. Aynı hastalık etmeni domateslerde antraknoz ya da olgun meyve çürüklüklerine neden olmakta ve diğer solanaceous ve yabani türlerinde de ortaya çıkmaktadır. Sklerotlar yumru ve etkilen diğer bitki aksamları üzerinde spor yatakları (acervuli) üzerinde gelişir ve bu organları sayesinde kış gibi olumsuz koşulları geçirmektedir. Hastalık etmeni salam bir yumru dokosuna giriş yapamayabilir, ama zaralanmış ya da yaralanmış dokular üzerinde gelişmekte ve sporlanabilmektedir. Fungal etmen toprak kökenli bir patojen olmamakla birlikte uzn süre canlılığını koruyabilir. Baharda, bitki kalıntıları ve yumrularda bulunan sklerotlar acervuli organlarını (spor üreten organ) oluşturur ve daha sonra burada spor üretilmektedir. Bitkiler stres altında kalınca, muhtemelen bitkilerin toprak altı infeksiyonları gelişme sezonu boyunca olmaktadır. Zayıf toprak drenajı ve eksik gübreleme hastalığın çıkışını artırmaktadır.
Belirtileri:
Fungal etmen kök, stolon, yumru ve gövde gibi patates dokularında nekrozlara neden olmakta ve gelişme sezonunun sonuna doğru lekeler üzerinde bir çok sayıda küçük, siyah sklerotlar (dayanıklı üreme organı) oluşmaktadır. Etkilenen bitkilerin yaprakları devamlı olarak sararabilir ve solabilir. Gövde ise sararır, solar ve kurur; daha sonra ise sklerotlar toprak seviyesinden birkaç mm yukarıda görülmeye başlar. Gövde, yaprak sapı ve damarlar üzerinde koyu, nekrotik, çökük lekeler gibi hastalık belirtileride ortaya çıkabilir. Bu tür hastalık belirtileri gövdelerin geriye doğru ölmesine ya da tamamen solmasına neden olacak şekilde ilerleme gösterir. Bitkilerin kök gelişmesi azalır ve kökler siyah kahverengi renkli görülür. Sklerotlar kök ve stolonlarda da görülür. Patojen tarafından salgılanan enzimler kök ve yumru çürümelerinden sorum olmaktadır. Stolonlar üzerinde küçük kahverengi lezyonlar görülebilir ve bu belirtiler Rhizoctonia-tarafından teşvik edilen lekelere benzerdir. Yumru enfeksiyonları yumruların büyük bir bölümü üzerinde kahverengi ile gri renkli bir renk kararması ya da birkaç cm büyüklüğünde yuvarlak lekeler olarak görülür.
Gümüş deri hastalığı da yumru yüzeyinde renk değişimi olarak görülür, fakat etkilenen alanlar nemlendirilince, gümüş renginde bir parlaklık gözlenir. Her iki patojen aynı yumrularda ortaya çıkabilir. Böyle yumrular yakından incelendiğinde lekeler üzerinde Colletotrichum' un sklerotları el lensi ile görülmektedir. Gövdelerde meydana gelen solgunlar bazen Verticillium ve Fusarium spp. Gibi patojenler tarafından oluşan zararlar ile karıştırılabilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:
1. Hastalığın görüldüğü yerlerden üretim materyali alınmamalı ve bunlar üretimde kullanılmamalı.
2. Ürün rotasyonu (2 ile 3 yıl) topraktaki inokulum seviyesini azaltabilir.
3. Bitkileri strese sokacak olan uygulamalardan kaçınılmalı ( uygun ve yeterli sulama ve gübreleme).
4. Derin sürüm yaparak infekteli bitki artıkları ve yumrular toprak altında bırakılmalı.
5. Rotasyon ürünü olarak solanaceous bitkileri dikilmemeli.
6. Rotasyonda tarlada yabani solanaceous bitkilerin gelişmesine müsaade edilmemeli ya da onlar ile kimyasal mücadele yapılmalı.
7. İyi drenajlı topraklar yetiştiricilikte kullanılmalı.
8. Dayanıklı çeşitler bulunmamakta, ama geç çeşitlerin daha hassas olduğu göz önüne alınmalı.
Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre domateste tavsiye edilen kimyasal ilaçlar.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Funisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bakır Oksit WP 50% | 500 g |
Bakır Oksiklorür WP 50% | 500 g |
Maneb WP 80% | 200 g |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Mancozeb WP 72% | 250 g |
Propineb WP 70% | 300 g |
= Cercospora concors (Casp.) Sacc.
- C. solani-tuberosi Thirumalachur
Etmenin genel özellikleri :
Alternaria solani Sorauer (anamorph:Alternaria tomatophilai ) fungusu tarafından neden olunan erkan yanıklık hastalığı, tarlada ürünlere ve depoda yumru kalitesi üzerine önemli bir risk oluşturmaktadır. Hastalık dünyanın bir çok yerinde ortaya çıkabilir ve bazen bitkilerin tüm yapraklarının dökülmesine neden olarak tahripkar bir hastalık da olabilir. Erken yanıklık hastalığı ürünlerin tüm gelişme devresinde ortaya çıkmaktadır. Sıcak iklim kuşaklarında, özellikle bitkilerin sulandığı alanlarda esas problemler oluşmaktadır. Hastalık özellikle olgunlaşmakta ve besinsel olarak az beslenmiş olan bitkilerde daha şiddetli görülmektedir. Geç yanıklık hastalığının tersine, A. solani tarafından neden olunan ilk infeksiyonlar önemli değildir ve bitkiler olgunlaşmaya yaklaşıncaya kadar da hastalık önemsiz kalır. Hastalık etmeni ürün artıkları, infekteli yumru ve diğer solanaceos bitkilerinde varlığını sürdürebilir. Hastalık etmeninin sporları hava kökenli olup, hava akımları ile sağlıklı bitkilere taşınabilir. İdeal sıcaklık (20-30 °C) ve yüksek nem koşullarında da patates yapraklarını infekte ederler. %95 nisbi nem oranında da hastalık gelişimi en yüksek seviye çıkmaktadır. Hastalık etmeninin sporları genellikle çiğ ve yağmurlu havalarda üretilir ve sporlar bitki artıkları ya da infekteli bitkilerden hava akımları ile ayrılır. Çimlenen sporlar direkt ya da yaralanmış dokulardan bitkileri infekte eder ve tekrar tekrar yeni sporlar bu bölgelerde de üretirlir. Değişken kuru ve nemli koşullar sporların dağılmasında etkili olur ve hastalık bu şekilde geniş alanlara yayılmaktadır. Erken yanıklık yaşlı dokularda, yaralanmış, yetersiz beslenmiş, böcek zararına uğramış ve diğer streslere maruz kalmış bitkilerde daha fazla görülmektedir. Yeterli miktarda nem koşulları mevcut olursa, patojen sporları yumrular üzerinde de çimlenir ve infekte edebilir. Patates yumrularının enfeksiyonları çoğunlukla hasat sırasında oluşan yaralarda ortaya çıkar. Olgunlaşmamış yumrularda infeksiyonlara karşı oldukça hassastırlar.
Belirtileri:Hastalık etmeninin başlangıç infeksiyonları bitkilerin alt kısmındaki yaşlı yapraklarda en fazla görülür. İlk belirtiler küçük, (1-2 mm) koyu kahverengi ile siyah lekeler olarak ortaya çıkar. Lekeler zamanla genişler ve hedef tahtası görünümünde iç içe geçmiş konsantik halkalar şeklinde görülür. İlerleyen lekeler yaprak damarları ile sınırlanır ve açılı bir görünüm alır ve lekelerin etrafı genellikle dar klorotik bir hale ile çevrilir. Hastalık ilerlerken yapraklar sararır, kurur ve düşerler.
Note: resimleri iki kez tıklayarak iki kat görüntü elde edebilirsiniz.
Yumru infeksiyonu yaprak infeksiyonlarından genelde daha az oranda ortaya çıkar ve çoğunlukla birkaç aylık depolamadan sonra belli olur. Yumrularda oluşan lekeler koyu, çökük, düzensiz biçimde ve genelikle menekşe renginde bir morlukla lekeler kuşatılmıştır. Altındaki doku kuru, derimsi ve çoğunlukla kahverengi renklidir. Çürüklüğün ileri dönemlerinde, dokular genellikle suyla ıslanmış gibi ve sarı ya da sarı yeşil karışımı bir renk alır. Lezyonlar depolama süresince genişler ve yumrular yumrularda buruşmalar ortaya çıkabilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. 3-4 yıl ürün rotasyonu ve devamlı üretim alanlarından konukçusu bitkilerinin uzaklaştırılmalı.
2. Hastalıktan ari tohum ve fidelerin kullanımı.
3. Düzenli gübreleme ve iyi koşullarda bitkileri yetiştirmeli.
4. Bitki kalıntıları yetiştirme ortamlarından uzaklaştırlmalı ve imha edilmeli.
5. Çiğ oluşumundan kaçınmak için havalandırma iyi olmalı ve bitkilerin üzerinde serbest su oluşumu engellenmeli. Bunun için nemli ve bulutlu havalarda sulamadan kaçınılmalı.
6. Dayanıklı kültivarların kullanımı, geççi çeşitler çoğunlukla erkençi çeşitlerden daha dayanıklıdır. Bu yüzden aynı ya da komşu tarlalarda erkençi ve geççi çeşitlerin dikiminden kaçınılmalıdır.
7. Tarladan yabancı otların ve diğer solonaceus bitkilerinin uzaklaştrılmalı.
8. Tam olarak olgunlaşmış yumruların hasat edilmesi ve hasat sırasında ezilme ve mekanik yaralamadan kaçınılmalı.
9. Önceki sezonda dikilen tomates ve patates tarlası hemen sürülerek bitki artıkları yok edilmeli.
10. Hasattan sonra yumru infeksiyonlarını azaltmak için yumrular hızlı suberizasyonu (yaralanan dokuların kendiliğinden kabuk bağlaması) sağlayan koşullarda depolanmalı. Yaklaşık 16 °Csıcaklık ve %90 nisbi nem yaralanan dokularda suberizasyonu hızlandırmaktadır. Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre Domateste Alternaria spp. etmenlerine karşı tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Anilazine WP 75 % | 200 g |
Azoxystrobin SC 250 g/l | 75 cc |
Bakır Hidroksit WP 50% | 250 g |
Bakır Hidroksit DF 40% | 250 g |
Bakır Oksit WP 50% | 500 g |
Bakır Oksiklorür WP 50% | 500 g |
Bakır Kalsiyum Oksiklorür WP 16% | 1000 g |
Bakır Oksiklorür + Maneb WP 37.5 + 20 % | 300 g |
Bakır Tuzları / Yağ ve Rosin Asitlerinin EC 51.4 g/l | 200 cc |
Bazik Bakır Sülfat WP 52.5 % | 400 g |
Bazik Bakır Sülfat SC 193 g/l | 500 cc |
Bakır Oksiklorür FL 357.5 g/l | 420 cc |
Bakır Tuzları + Mancozeb WP 21 + 20 % | 300 g |
Captan FL 500 g/l | 300 cc |
Chlorothalonil+Bakıroxyklorid WP 25+25 % | 300 g |
Folpet WP 50% | 300 g/dekar |
Iprodione WP 50% | 100 g |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Mancozeb WP 72% | 250 g |
Mancozeb WG 75% | 200 g |
Maneb SC 473.64 g/l | 350 cc |
Maneb WP 80% | 200 g |
Propineb WP 70% | 300 g |
Tebuconazole WP 25% | 50 cc |
Tebuconazole EC 250 g/l | 200 g |
- Fusarium sambucinum
Etmenin genel özellikleri :
Fusarium kuru çürüklüğe neden olan etmenler;- Fusarium spp.
- F. sambucinum Fuckel (teleomorph: Gibberella pulicaris (Fr.:Fr.) Sacc.)
- F. solani (Mart.) Sacc. var. coeruleum (Lib. ex Sacc.) C. Booth
- F. avenaceum (Fr.:Fr.) Sacc. (teleomorph: Gibberella avenacea R.J. Cooke) infrequent
- F. oxysporum Schlechtend.:Fr.
- F. solani (Mart.) Sacc. (teleomorph: Nectria haematococca Berk. & Broome)
- F. solani (Mart.) Sacc. f. sp. eumartii (C. Carpenter) W.C. Snyder & H.N. Hans. = F. eumartii C. Carpenter
Bu fungal etmenler diğer Fusarium etmenleri gibi bitki artıkları ve toprakta canlı kalabalirler. İnfeksiyonlar bulaşık tohumluk yumrulardan kaynaklanır. Yumru çürüklüğü, yumrular hasat süresice yaralanmazsa ortaya çıkmaz. Yaralar toprakla ilişkili olan fungal etmenlerin yumruya girmesi için bir yol sağlamaktadır. Kuru çürüklük hastalığı depolarda da devam edebilir ve diğer bakteriyel yumuşak çürüklük etmenlerininde hastalık yapmasına yardımcı olurlar. Solgunluk etmeni, tropoik ve suptropik iklim koşulları, özellikle kumlu topraklarda daha zararlıdır. Fungal hastalık etmeni olan fungus toprakta misel ve spor formunda, özellikle de dayanıklı sporları olan klamidiospor olarak olumsuz koşulları geçirirler. Hastalık etmeni tohum ve toprak kökenlidir. İnfekteli bitkilerden elde edilen tohumların yaklaşık % 3' nin bulaşık olduğu belirlenmiş ve fungus tohum kabuğu altına yerleşmektedir. Uzun mesafeli taşınmalar genellikle bu yolla olabilir. Sulama suyu, toprak işleme aletleri ve bulaşık bitkiler ile yakın ve uzak mesafelere taşınabilir.Fungusun 3 çeşit eşeysiz sporu var, çok rastlanan mikrokonidiler 1-2, makrokonidiler 3-4 bölmeli ve klamidiosporları 1-2 bölmeli ve kalın hücre duvarlıdır. Makrokonidiler incelendiğinde muz gibi kıvrık sporları ile en iyi şekilde tanınırlar.
Belirtileri:Yumruların kuru çürüklüğü, yaralanmış ya da ezilmiş dokulardan başlar ve başlangıçta küçük ve kahverengi renklidir. Çürüyen yumrular üzerinde küfler beyaz yada menekşe renginde olabilir. Çürüklük ilerleyince, lekelerin olduğu yerlerde bir oyukluk oluşmaya başlar, bunu yumruların mumyalaşması takip eder ve nihayetinde yumrular sadece kuru kabuk şeklinde kalmaktadır. Fusarium solani var. coeruleum yumru içerisinde oldukça düzenli bir şekilde ilerler. Hastalık ilerlerken çürüklük sarı ve kahverengi bir renk alır. F. Sambucinum tarafından neden olunan lekeler düzensiz bir şekilde yumru içerisinde ilerler (tünel şeklinde) ve koyukahverngi ile siyah bir renk alır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Hasattan önce yumruların yeterince olgunlaşmasına müsaade edilmeli.
2. Yumruları hasat ederken ya da el ile işlerken yaralama ve ezilmelerden kaçınılmalı.
3. Kuru ve serin havaların hakim olduğu zamanlarda hasta yapılmalı.
4. Dayanıklı çeşitler tercih edilmeli.
5. Sertifikalı ve hastalıktan ari yumru kullanımı. Kimyasal Mücadele:
Tohumluk yumrularda; Thiophanate Methyl ve fludioxonil gibi kimyasal ilaçlar, depolarda ise thiabendazole tavsiye edilemektedir.
Biyolojik mücadele
1. Bio-Save 110 ve 1000 (Pseudomonas syringe Strain ESC-10) preparatları Fusarium kuru çürüklük etmenlerini kontrol etmek için kullanılmaktadır. T-22 Planter Box (Trichoderma harzianum strain KRL-AG2) preparatıda kullanılmakta (alkali topraklarda kullanılması tavsiye edilmiyor), fakat etkinliği konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Deny (Burkholderia cepacia) preparatı ise Fusarium, Rhizoctonia, ve Pythium spp., kök çürüklük etmenlerine karşı kullanılmaktadır.Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre domateslerde tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bakır Oksiklorid WP 50% | 500 g fidelik |
Benomyl Wp 50 % | 100 g |
Bordo Bulamacı Sıvı | 500+1000 g fidelik |
Captan WP 50 % | 250 g Fidelik |
Captan+PCNB Toz 10+10 % | 40 g/ m2 Toprak |
Formaldehit EM 400 g/l | 4 lt (m2 ye 150 cc) |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Maneb WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Maneb WP 80% | 250 g fidelik |
Methyl Bromide Gaz 98% | 60 g m2 toprak |
PCNB Toz 18% | 35 g/m2 toprak |
Propineb WP 70% | 250 g fidelik |
Thiram WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Tolclofos Methyl WP 50 % | 100 g |
Hymexazol SC 360 g/l | 150 cc |
Kömür (Charcoal) Çürüklüklüğü
Etmenin genel özellikleri :
Macrophomina phaseolina (Tassi) Goidanich, Kömür Çürüklüğü geniş bir konukçu listesine sahiptir, bunlar arasınada cucurbit bitkileri, domates, patates ve fasulye sayılabilir. Hastalık etmeni toprak kökenli bir fungus olup, nemli topraklarda ortaya çıkmaktadır. Fungus nispeten yüksek sıcaklık ve kuru topraklara karşı dayanıklıdır. Hastalık etmeni özelikle su stresine girmiş bitkilerde ve yüksek sıcaklıklarda ortaya çıkmaktadır.
Belirtileri:
İnfektelenen bitkilerin yaprakları sarıya döner ve solarlar. Daha sonra tüm yeşil aksam solar ve infeksiyonun şiddetine bağlı olarak bitkiler ölür. Toprak seviyesindeki gövde ya da kök boğazı bölgesinde yeşil, suda ıslanmış lekeler meydana gelir ve buralarda kehribar renginde zamklanma oluşmaktadır. Hastalık lekeleri bir kaç cm yukarı doğru gelişebilir, bitkiler kurken renkleri güneş yanığı rengini alır. En sonunda küçük mikrosklerot (ve bazen piknitler ) denilen üreme organları lekelerin içerisinde oluşmakta ve bunlar hastalığın teşhisinde kullanılmaktadır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Bitkiler özellikle su stresine sokulmamalı.
2. Ürün rotasyonu yapılmalı.
3. Topraktaki yüksek su ve nem oluşumundan kaçınılmalı
Kimyasal Mücadele:
Genel olarak kültürel önlemler tavsiye edilmektedir.
- P. foveata
Phoma exigua
Phoma Hastalığı (Gövde Kanseri)
Etmenin genel özellikleri :
- Phoma exigua Desmaz. = P. solanicola Prill. & Delacr.
- P. foveata Foister = P. exigua var. foveata (Foister) Boerema fungal hastalık etmeni olup, nemli havalarda ortaya çıkar ve yapraklarda küçük problemlere ve gövdelerde de kanserlere neden olabilir. Phoma exigua bir bitki türünü infekteleyen fungus olup, konukçularından bazıları; fasulye, soyafasulyesi, ayçiçeği, patates ve pamukdur. Bitki dokularını doğal açıklık olan lenticel' lerden infekte etmektedir. Fungus vejatatif gelişme süresince, koyu küçük piknidler bitki gövdesinin kaidesinde oluşur ve bitkiler solduktan sonra bunlar görülebilir. Yumrular kaldırıldığında, hafif olarak bastırılmış lezyonlar deri üzerinde gözle ya da lens ile farkedilebilir. Depolama süresince de, kahverengi çürüklük bulaşık bölge üzerinde görülebilir, genişlemsi içe doğru hızlı olurken, yanlara genişleme yavaştır, bundan dolayıda miseller gelişirken bir oykluğa neden olabilir. Fungus en az bir yıl kuru topraklarda canlı kalabilir ve rüzgar, yağmur ve sulama suyu ile yayılabilir. En sık görülen bulaşma ise deikimde yumrular ile olmaktadır. Hastalık serin nemli topraklarda yetişen ve düşük sıcaklıklarda(2 - 6 °C) depolan yumrularda en iyi şekilde gelişme gösterir.Belirtileri:Hastalık belirtileri lenticel etrafında 1 mm çapında küçük lekeler şeklindedir. Daha büyük lekeler yaralanmış dokular üzerinde oluşmaktadır. Daha ileri dönemlerde bu lekeler yumrularda çöker ve üzerinde genellikle küçük siyah yapılar (piknit) meydana gelir. Çürümüş dokular koyu, bazen morumsu bir renk alır ve kesin olarak sağlıklı dokular hasta dokulardan ayrı bir hat halindedir. depolama süresince de taze dokular kurursa, kaviteler oluşur.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Temiz ve sertifikalı yumruların kullanımı.
2. Yumruların yaranmasında mümkün mertebe kaçınılmalı.
3. Bitkilerin yeşil aksamı öldükten sonraürünün hemen kaldırılması.
4. Yumruları depolamadan önce yaraların iyileşmesine yardımcı olacak koşullarda bekletilmesi (0- 5 °C gibi sıcaklıklar bu iyileşmeyi geçiktirir, daha yüksek ve kuru ortamlarda patatesler bekletilmesi tavsiye edilir.).
Botrytis cinerea
Kurşuni Küf
Etmenin genel özellikleri :
Botrytis cinerea Fr.(teleomorph: Botryotinia fuckeliana (de Bary) Whetzel) fungal bir etmeni her yerde ve çok yaygın olarak bulunan polifag bir fungus olup, bir çok bitkiye saldırma ve koloni oluşturma yeteneğindedir. Bitkilere gelişmesi için ideal bir beslenme yeri oluşturan yaralı kısımlardan ve dokulardan giriş yapar. Konukçu bitkileri arasında domates ile ekim nöbetine giren veya domatesin yakın çevresinde yaygın biçimde yetiştirilen marul, salata, biber, patlıcan, çilek gibi bitkilerdir. Konidi, miselyum ve sclerot gibi değişik formlarda bitki artıkları üzerinde ve toprakta barınır. Yağmur, rüzgar ve örtü altında hava akımları yardımıyla yayılmaktadır. Hava neminin %95 lerde ve 17-23 °C sıcak olan havalar hastalığın gelişmesi için uygundur.
Belirtileri:Biber meyvelerinde yumuşak bir çürüklüğe neden olur. Çürüklük tümmeyveyi saracak şekilde genişleyebilir. Etkilenmiş alanlar sınırlı bir alana sahiptir ve zeytin yeşili bir renk alır, zamanla çöker ve ileri durumlarda çürürler. Meyve derisi hastalıktan sonra bozulmadan kalır ve kolaylıkla meyveden ayrılabilir. Altdaki doku ise yumuşak ve sulumsudur. Meyve derilerinde çatlamalr meydana gelince, etkilenmiş alnalar üzerinde fungusun gri renkteki spor tabakası gelişir ve bu belirti fungal etmeni tanımlayıcı bir özelliktir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Seraların havalanmasına büyük önem verilmeli, sık dikimden kacınılmalı ve budama
yapılmalı.
2. Bitkileri yaralamaktan kaçınılmalı
3. Uzun süre meyveyi ıslak tutacak muamelelerden kaçınılmalı.
4. Ölü yada infekteli bitki çiçek, yaprak ve meyveler üretim alanlarından uzaklaştrılmalı.
5. Dayanıklı çesitler her zaman tercih edilmelidir.
Kimyasal Mücadele:
Gövde üzerinde belirtiler görüldügünde bitkiler koruyucu fungisitler ile ilaçlanabilir.Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Captan WP 50% | 250 g |
Cyprodinil+Fludioxonil WG 37.5+25% | 60 g |
Diethofencarb+Carbendazim SC 250+250 g/l | 70 cc |
Imazalil EC 500 g/l | 30 cc |
Iminoctadine Trialbesilate WP 40% | 45 g |
Iprodione WP 50% | 75 g |
Procymidone WP 50% | 75 g |
Pyrimethanil SC 300 g/l | 125 cc |
Tolyfluanid WP 50% | 200 g |
Vinclozolin Smoke Stripe 19% | 75 g |
Mildöyü Hastalığı
Etmenin genel özellikleri :
Phytophthora infestans (Mont.) de Bary fungal bir hastalık etmeni olup, Solanaceae familyasına ait bitkilerde (domates, patates, biber ve patlıcan) geç yanıklık (mildiyö) hastalığına neden olur. Bölgelere göre ilkbahar ve yaz başlagıcında hastalık belirtileri patates bitkilerinde görülmeye başlar. Hastalık etmeni toprakta ve ölü bitki artıklarında canlılığını uzun süre koruyamaz, fakat dayanıklı üreme organı olan oosporları muhafaza edilebilir. Bir alanda epideminin (salgın) başlaması için mikroorganizma patates yumrularında kışı geçirmekte ya da tohumluk patates veya şaşırtılacak domates fideleri ile yeni bir alana tekrar girmelidir veyahutta canlı sporlar yağmurla veya sulama suyu ile taşınmalıdır. Serin, yağışlı havalar (16 - 27 °C) hastalığın gelişmesi için uygun iken, kuru ve sıcak havalar hastalığın gelişmesini engelleyebilir. İnfektelenmiş gövde dokuları hastalık etmenini kuru ve sıcak havalardan korur ve uygun koşullarda hastalık buralardan tekrar gelişir ve büyük epidemilere yol açabilir. Yağmurlu, sisli ve çiğ oluşumu yüksek olan yerlerde hastalık sık olarak karşımıza çıkar. İnfekteli dokular üzerinde fungal etmenin sporları (sporongia) oluşur. Yağmur ya da sulama suları sporları sağlıklı bitkilere taşır ve sporongialar ıslak yaprak ve gövdeleri direkt yada stomalardan infekte ederler. Serin ve nemli koşullarda, sporongia hareketli olan zoosporları da üretebilir ve bu sporlarda bitkileri direkt olarak enfekte edebilir. Fungal etmen yaprak ve gövde de hızla kolonize olur ve infektelen bölge hastalık ilerken nekrotik olur. Lezyonların kenarlarında hastalığın devamını sağlayan yeni sporongialar stomalardan çıkmaya başlar. Uygun koşullar altında hastalık etmeni bir yaşam döngüsünü 4 gün içerisinde tamamlayabilir. Gelişme sezonunda böyle yaşam dögüsü defaatlerce olabilir. Sporongia veya zoosporlar da bitkilerin gelişme sezonlarında ya da hasatta ve depoda patates yumrularını infekte edebilir. Hastalık ile bulaşık yumrular depolanırsa, hastalık direk ya da indirekt olarak yumrulara zarar verebilir. İndirek zararı yumruları diğer yumuşak çürüklük etmenlerine hassaslaştırmasıyla olur. Hastalık etmeninin farklı biyotipleri bulunmakta (A1 ve A2 eşleşme tipleri), bunlar bir araya geldiklerinde dayanıklı üreme organı olan oosporlar oluşmaktadır. Kullanılan hiç bir tiçari çeşit P. infestans' a yeteri kadar dayanıklılık vermemektedir. Hastalık bir kez ortaya çıktıktan sonrada, kültürel önlemler hastalığın gelişmesini kontrol altına alamaz. Hastalık başlamadan önce yapılan koruyucu kimyasal ilaçlar, ürünün tamamen yok olamsını engelleyen tek bir kontrol metotdur.
Belirtileri:Suyla ıslanmış gibi lekeler yaprak ve gövdeler üzerinde görülür, hızla genişler ve kahverengiye veya siyaha döner. Nemli koşullar altında beyaz küflü bir yüzey ya da bir halka görünümü yaprak altında lezyonun kenarında görülebilir. Serin ve ıslak koşullarda yanıklık hızla ilerler ve birkaç gün içerisinde tüm bir alanı etkileyebilir. İnfektelen yumrularda ilk önce kahvrengi ile mor bir renklenme görülür, aha sonra ise kahverengimsi bir kuru çürüklük ya da ıslak çürüklük vardır. Yumrularda yanıklık infeksiyonları çoğunlukla depolamanın ilk birkaç ayı içerisinde görülebilir, ama belirtiler depolama süresincede görülmeye devam edebilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Bahar dikimlerinden önce depolardan ve tarladan çürümüş ya da ezilmiş yumruların temizlenmesi. Tarlada kalan bitki artıklarının temizlenmesi, toprağa gömülmesi ya da hayvanlara yedirilmesi.
2. Sertifikalı, hastalıktan ari yumruların kullanımı. Tohumluk yumrularının yetiştrildiği yerlerde hastalık etmeni görülüyorsa buralardan tohumluk yumru satın alınmamalı.
3. Yabancıotlar ve diğer solanaceus bitkiler ile mücadele edilmeli.
4. Hastalığın yayılmasın azaltacak uygun bir sulama sistemi uygulanmalı. Nemli ve bulutlu havalarda aşırı sulamalardan kaçının.
5. Toprak aşırışekilde nemli ise hasattan kaçının.
6. Uygun havalandırması olan depolarda tohumluk yumrular depolanmalı ve yumrular üzerinde serbest su oluşmundan kaçınılmalı.
7. Mümkün mertebe dayanıklılık gösteren bitkiler tercih edilmeli.
8. Bitkiler sık dikimden sakınmalı, havadar alanlar üretimde kullanılmalı ve havalanması fazla olan alanlar terçıh edilmeli.
9. Erkenci ve geççi çeşitler arasındaki mesafe artırılmalı ya da birbirinden uzak olmalıdır.
10. Biyolojik mücadele olarak "Serenade" WP kullanılmakta olup bakteriyel (Bacillus subtilis) bir etmendir.
Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir. İlaçlamalar düzenli aralıklarla yapılmalı, özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerde hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce, bitkiler koruyucu ilaçlar ile ilaçlanmalıdır.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Azoxystrobin SC 250 g/l | 75 cc |
Bakır Oksiklorid WP 50% | 300 g |
Bakır Oksit WP 50% | 500 g |
Bakıroksiklorid SC 700 g/l | 200 cc |
Bakır kompleks+Mancozeb WP 21+20% | 300 g |
Captan WP 50% | 300 g |
Chlorothalonil WP 75% | 200 g |
Chlorothalonil+Bakıroksiklorid WP 25+25% | 250 g |
Dichlofluanid WP 50% | 200 g |
Dimethomorph+Mancozeb WP 9+60% | 250 g |
Dimethomorph+ Bakıroksiklorid WP 6+40 | 300 g |
Imalazil EC 500 g/l | 30 cc |
Folpet WP 50% | 300 g/dekar |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Maneb WP 80% | 200 g |
Metiram Kompleks DF 80% | 150 g |
Metalaksil+Mancozeb WP 8+64% | 250 g |
Ozadixyl+Mancoeb WP 10+56% | 200 g/dekar |
Ofurace+Folpet SC 60+450 g/l | 200 cc |
Ziram WP 80% | 300 g |
Akıntı Hastalığı
Etmenin genel özellikleri :
- Pythium spp.
- P. debaryanum Auct. non R. Hesse
- P. ultimum Trow toprak kökenli bir fungal etmen ve çok geniş konukçu dizisine sahip kosmopolitik bir patojendir. Pythium' un en agresssif türlerinden biri ve bir çok bitkide çökerten, kök ve gövde çürüklüğü ve meyve ve çim bitkilerinin yanıklığı hastalıklarına neden olmaktadır. Bir çok tek yıllık bitki, kabakgiller ve çimlerde ekonomik önemde hastalık yapmaktadır. Fungus nemli topraklarda canlı kaldığı ve en iyi şekilde geliştiği için su küflerinden biri olarakda anılır.Sıcak koşullar patojenin en sevdiği ortamlar olup, seralarda da büyük problemler oluşturmaktadır. Fungus dünyanın her yerinde özellikle sıcak bölgelerde ve seralarda görülmektedir. Fungus 27-34 °C arasındaki sıcaklıkları ve nemli ortamları terçih eder. Konukçuları; şekerpancarı, biber, krizantem, kabakgiller, pamuk ve çim bitkileri sayılabilir. Phythium toprakta üreme organları olan oospor, hif ve sporongia olarak kalmaktadır. Özellikle dayanıklı olan üreme organı sayesinde nemli topraklarda uzun yıllar canlılıklarını koruyabilir. Bu oosporlar direkt çimlenerek enfeksiyon yapabildiği gibi, sporongia ve ondan oluşturduğu hareketli zoosporlar ilede enfeksiyon yapabilir. Zooporlar infekte etmeden önce kamçılarını kaybederek enkist olmakta ve bir çimlenme tüpü oluşturarak enfeksiyonunun gerçekleştirir. Bitki dokusunda oluşan diğer üreme organı sporangia benzer şekilde cimlenekte ve enfeksiyonlarını gerçekleştirir. Patojen infekteli bitki artıkları taşınarak ve serbest su bulduğunda zoosporları ile de hareket ederek yayılma gösterir.
Diğer Pythium spp. türleri aşağıda listelenmiş olup, benzer şekilde hastalıklar yapmaktadır.- P. arrhenomanes Drechs.
- P. myriotylum Drechs.
Belirtileri:Yumru üzerinde ve içerisinde koyu lezyonlar şeklinde görülür ve yumrular hızla yumuşak çürümeye neden olur. Böyle yumrular üzerinde diğer çürüklük etmenleri de geliştiğinden etrafa iğrenç bir koku salınır. Yumru çürüklüğü hasta ve depolama süresince devam edebilir. Hastalanan yumrular çoğaltma materyali olarak kullanılmaz.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Hastalık ile bulaşık özellikle çoğalmada kullanılan yumru ve tohumların hastalıktan ari ve sertifikalı olmasına dikkat edilmeli.
2. Hastalığın bulunduğu alanlarda toprak dranajına önem verilmeli ve tarlada su birikmesine müsade edilmemeli.
3. Bitkiler sık dikilmeden kaçınılmalı ve havalanma iyi olacak şekilde dikimler yapılmalı.
4. Hastalık etmeninden korunmak için sanitasyon (temizlik) işlemlerine büyük önem verilmeli, temiz saksı, alet, yetiştirme ortamalrı ve toprak kullanılmalı.
5. Hastalıklı bitki artıkları inokulum kaynaklarının azalması yetiştirme ortamlarında uzaklaştırılmalı ve imha edilmeli.
6. Bitkilein yaralamaktan kaçınılmalı.7. Sağlıklı bitkiler zayıf yetişen bitkilere göre infeksiyonlara daha dayanıklıdır. Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bakır Oksiklorid WP 50% | 500 g fidelik |
Benomyl WP 50 % | 100 g |
Bordo Bulamacı Sıvı | 500+1000 g fidelik |
Captan WP 50 % | 250 g Fidelik |
Captan+PCNB Toz 10+10 % | 40 g/ m2 Toprak |
Chlorothalonil WP 75% | 200 g |
Formaldehit EM 400 g/l | 4 lt (m2 ye 150 cc) |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Maneb WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Maneb WP 80% | 250 g fidelik |
Methyl Bromide Gaz 98% | 60 g m2 toprak |
PCNB Toz 18% | 35 g/m2 toprak |
Propineb WP 70% | 250 g fidelik |
Thiram WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Tolclofos Methyl WP 50 % | 100 g |
Hymexazol SC 360 g/l | 150 cc |
- P. cryptogea
- P. drechslera
- P. erythroseptica
Etmenin genel özellikleri :
- Phytophthora spp.
- P. cryptogea Pethybr. & Lafferty
- P. drechslera Tucker
- Phytophthora erythroseptica Pethybr. toprak kökenli bir fungal hastalık etmenidir. Hastalık etmeni özellikle yumrular olgunlaşmaya yaklaştığında, direkt olarak yüksek toprak nemi ile ilişkilidir. Depolarda diğer yumuşak çürüklük etmenlerininde yayılması ve gelişmesini teşvik ederek problem olamaktadır. Hastalık etmenleri hakkında daha fazla bilgi almak için domateslerde hastalık yapan fungal etmenlere bağlanbilirsiniz. - Phytophthora nicotianae
- P. capsici
Belirtileri: İçsel çürümüş dokular başlangıçta kirli, kremsi bir beyaz renktedir ve sulumsu bir görünüm vermektedir. Yumrular havaya maruz kaldıklarında, lekelerin rengi pempeye döner ve daha sonra koyu kahverengi bir renk alır. Çürümüş dokular ile sağlam dokular aeasında ise tam bir sınır ovardır. Organizma kuru çürüklük hastalığında olduğu gibi herhangi bir şekilde içsel oyukluklara neden olmamaktadır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Aşrı nem oluşumundan özellikle hasat zamnında kaçının ve topraklara iyi bir drenaj sistemi kurun.
2. Mümkün mertebe infekteli yumruları depolara sokmayın.
3. Yumrular depodayken, depolara fazla hava akımı sağlayın ve yumrulardan oluşan nemi uzaklaştırın.Kimyasal Mücadele:Kimyasal mücadele uygulaması iki defada yapılmaktadır. İlk uygulama çiçeklenme zamanında, ikinci uygulama ilk uyguamadan sonraki iki hafta sonra yapılması fayadalı olduğu bildirilmektedir. Kimyasal ilaçlardan Ridomil Gold Bravo ve Ridomil Gold Mz tavsiye edilmektedir.
Etmenin genel özellikleri :
Erysiphe cichoracearum DC. (anamorph: Oidium asteris-punicei Peck) Külleme hastalık etmenleri dünyanın bir çok yerinde tarla ve sera koşullarında görmek mümkündür. Meyve ve yumruların küçülmesine, azalmasına ve bitkilede daha kısa hasat peryodu oluşturduğundan verim önemli ölçüde azalmaktadır. Etkilenen bitkilerin yaprakları tam büyüklüğe ulaşamaz ve bundan dolayıda meyveler güneşten yanabilir ya da erken olgunlaşabilir. Külleme hastalığının infeksiyonu ve hastalık belirtileri çoğunlukla 3-7 gün içerisinde görülür ve çok sayıda konidisporları kısa bir süre içerisinde oluşmaktadır. Hastalık etmeni için uygun koşullar sık bitki ve düşük ışık yoğunluğudur. Yüksek nisbi nem ise infeksiyon ve sporların canlılığı için uygun, fakat infeksiyon %50' den düşük nisbi nem ortamlarında da olmaktadır. Kuru ortamlar ise hastalık etmeninin kolinizasyonu, sporlanması ve yayılması için elverişlidir. Bitki yüzeyindeki yağmur ve serbest su istenilmez, bunun yanında hastalık gelişimi çiğ oluşumunun varlığında da, yokluğunda da gelişmektedir. İnfeksiyon 20-30 °C sıcaklıklarda olabilir, gelişme için ortalama sıcaklık 25-30 °C arasındadır.
Belirtileri:Patates bitkilerinde külleme hastalığı diğer bitkilerde olduğu gibi hemen farkedilmeyebilir. Patateslerde ilk belirtiler yaprak ve gövdede değişik büyüklüklerde kahverengi lekeler olarak görülür. daha sonra lekeler birleşir ve şerit şeklinde bir görünüm alır. Hastalık etmeni diğer bir çok konukçuda olduğu gibi fungusun spor ve misellerinden oluşan tipik bir beyazımzı toz tabakası paates bitkilerinde görümez, fakat daha ileri dönemlerde havada nemli ise bu tip belirtiler hastalanmış yaparaklarda görülebilir. Yapraklar ve gövdeler ölür ve sadece bitkilerin uç kısımları yeşil olarak kalmaktadır. Şiddettli durumlarda, yeşil aksam tamamen çöker ve bu durum oldukça geniş alanlar üzerinde ortaya çıkabilir. Sezon sonlarında, küçük siyah benekler bu tozlu lekeler üzerinde gelişir, bunlar hastalık etmeninin kışı geçiren dayanıklı üreme organı, kleistothecium' larıdır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:
1. Bitkilerin iyi koşullarda yetiştrilmesi ve devamlı kontrolü.
2. Dayanıklı kültivaralrın yetiştirilmesi.
3. Hastalık etmenine karşı yurt dışında biyolojik mücadelede tavsiye ediliyor, bunlardan AQ10 biofungicide bir fungal hyperparazit (Ampelomyces quisqualis)' dir. A Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre Domateslerde tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir, fakat genelde ilaçlama özellikle geç sezonlarda gerekli değildir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Azoxystrobin SC 250 g/l | 75 cc |
Benomyl WP50 % | 40 g |
Buprimate EC 250 g/l | 400 cc |
Carbendazim WG 50% | 50 g |
Dinocap 370 g/l | 500 g |
Triadimenol EC 250 g/l | 50 cc/dekar |
Ethirimol EC 280 g/l | 50 cc |
Fenarimol EC 120 g/l | 10 cc |
Fenbuconaloze EV 50 g/l | 100 cc |
Hexaconaloze SC 50 g/l | 40 cc |
Kükürt WP 80% | 400 g |
Kükürt Toz 90-98% | 3 kg/dekar |
Myclobutanil EC 125 g/l | 30 cc |
Nuarimol EC 90 g/l | 10 cc |
Pyrazophos EC 300 g/l | 400 cc |
Quinomethionate WP 25% | 50 g |
Thiophanate Methyl WP 70% | 40 g |
Tradimefon WP 5% | 75 g |
Tridemorf EC 750 g/l | 15 cc |
Triadimenol+Quinomethionate WP 15+15% | 50 g |
Tridemorf +Nuarimol EC 225+360 g/l | 60-75 cc |
Triforine EC 190 g/l | 100 cc |
Penconazole EW 190 g/l | 20 cc |
Kresoxim-Methyl WG 50% | 25 g |
Metalaxyl+Mancozeb WP 80% | 250 g |
Etmenin genel özellikleri :
Spongospora subterranea (Wallr.) Lagerh. fungal hastalık etmeni olup, patates yumru ve köklerinde görülmektedir. Hastalık etmeni yumrular ile taşınır ve 3-10 yıl gibi uzun bir süre topraklarda kist olarak canlı kalabilir. Fungal etmen infeteli yumrular ile beslenen hayvanlardan elde edilen gübrelerde bile canlı kaldığı bildirilmektedir, fakat uygun şekilde yakılan organik gübrelerde canlı kalma şansı azalmaktadır. Fungal sporlar duyarlı patates köklerinin varlığında, dinlenme kist sporları cimlenir ve konukçuları infekteleyen zoosporlarını serbest bırakır. İnfeksiyonlar bitkilein doğal açıklıkları olan lentisellerden olmaktadır. İnfeksiyon ve hastalık gelişimi serin (16-20 °C sıcaklıklar), zayıf drenajlı topraklar ve nemli koşullarda daha şiddetli olmaktadır. Domates ve diğer solonaceus bitkiler hastalık etmenine konukçuluk yapabilir.
Belirtileri: Hastalık etmeni patates yumrularında kahverengimsi deri hastalıklarına (2-20 mm çapında) neden olur. Bu derimsi lekeler koyu renkli sporları içermekte ve yumrular oluşmaya başlayınca, epidermis dokusunun hemen altında yayılmakta ve sporlar epidermis dokusunu yırtarak dışarı çıkarlar. Şidetli durumlarda, yumrular şekilsiz oluşur ve düzensiz ikincil gelişmeler ile kaplanır. Bitkiler Mop Top Virüsü ilede infekteli olursa, yumrularda derin çatlaklar oluşabilir. Bu virüs ise patojen tarfaından bitkilere taşınmaktadır. Köklerde gal oluşumu şeklinde hastalıktan etkilenebilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:
1. Bulaşık yumruların dikiminden kaçınma. Hastalıktan ari ve sertifikalı yumrular kullanılmalı.
2. Bulaşık topraklarda yetiştiricilikten mümkün mertebe kaçının.
3. Ürün rotasyonu yapılabilir, süre 3 ya da daha uzun sürelere kayabilir. Çok etkili olmayabilir.
4. Hastalıklı tarlada çalıştıktan sonra botlar ve diğer çalışma aletleri temizlenmeli.
5. Sulamayı mümkün mertebe azltı, aşırı sulamalar hastalığın şiddetini artırabilir.
6. Dayanıklı çeşitler tercih edilmeli, kımız kahverengi derili yumrular beyaz ve kırmızı çeşitlerden daha dayanıklıdır.
7. Hayvansal gübreler iyice işlendikten sonra kullanılmalı.
8. Drenajı iyi olan topraklar yetiştircilikte kullanılmalı.
Kimyasal Mücadele:Toprak ilaçlaması (Metam Soyum) öneriliyor, fakat ekonomik olmayabilir.
Patates Uyuzu
Etmenin genel özellikleri :
Streptomyces scabies (Thaxter) Waksman & Henrici, patates, turp gibi bitkilerin önemli bir yumru hastalığıdır. Uyuz hastalığı verim üzerine herhangi bir etki oluşturmamasına rağmen, yumruların pazar değerinin koybolmasına neden olmaktadır. Yüzeysel uyuz hastalığı hemen işlenen patateslerin de pazarlama yeteneğini etkilemezken, derin çöküntülü oyuklu yumrularda ise kabuk kaybını artırmakta ve işleneçek olan patateslerden bu bölgeler uzaklaştırılarak zaman ve iş gücü kaybına neden olabilir. Hastalığın tarlada ortaya çıkışı sezon ve tarladan tarlaya farklılık gösterebilir. Ürünün geçmişi, toprak nemi ve toprak yapısı bu değişkenliklerin sorumlusudur. Patates uyuz hastalığının belirtileri tamamen farklı olan fungal patojen Spongospora subterranea (tozlu uyuz hastalığı) ile karışmaktadır. Patates yeteştiriciliği yapılan çoğu topraklar, özelikle ardışık ekim yapılan ya da yakın akrabası olan bitkilerin yetiştiriciliği yapıldığı topraklarda S. scabies kalıcı bir populasyon oluşturmaktadır. Duyarlı patates varyeteleri dayanıklı varyeteler ile kıyaslandığında topraklarda daha fazla populasyonlar oluşturmaktadırlar. Rotasyonlar ya da alternatif bitkiler topraktaki hastalık populasyonunu azaltmakta, fakat onları tamamen yok etmemektedir. Patojen iyi bir saprofit olup, çürümüş ya da tarlada kalan bitkilerde ve diğer organik materyallerde canlılığını koruyabilmektedir. Uygun çevre ve duyarlı konukçuları bulduğu zamanda, uyuz hatalığı bir kaç yıl patates yetiştirilmeyen tarlalarda da ortaya çıkabilir.S. scabies gelişmekte olan genç yumruları lentisel gibi doğal açıklık ve çoğunlukla yaralardan infekte ederler. Başlangıç lezyonları yumrunun yüzeyinde yüzeysel kırmızı kahverengi lekeler şeklindedir. Yumrular gelişirken, lezyonlar genişler ve mantarımsı ve nekrotik görülür. Patojen lezyonlarda sporlanır ve sporların bazıları toprağa tekar dökülür ya da yumrular tarlada kaldığında toprağı tekrar tekrar bulaştırırlar. Patojen depodaki bulaşık yumrularda da canlı kalmakta, fakat yayılmamaz ve şidetinde herhangi bir artış olmaz. İnfekteli yumrulardan gelen inokulum ise bir sonraki sezonda hastalığı tekrar ortaya çıkarmaktadır. S. acidiscabies' in yaşam döngüsü S. scabies' in kine benzer, fakat bu patojen S. scabies kadar uzun süre toprakta canlılığını koruyamaz.
Belirtileri:Patates uyuz hastalığını hastalık belirtileri tamamen değişkendir ve farklılıklar bir çok faktöre; konukçunun dayanıklığına, patojenin ırkına, infeksiyon zamanına ve çevre koşullarına bağlıdır. Belirtiler küçük ve yuvarlaktır ve bu tür leyonlar birleşerek daha büyükve biçimsiz lezyonlara neden olabilir. Böcek zararı ile birlikte bu lezyonlar bazen derin bir şekilde ortaya çıkabilir. Genel uyuz terimi genellikle toprak pH' sı ile ifade edilir. Genel uyuz pH' nın 5,2 veya altındaki topraklarda kontrol edilmekte ya da bastırılabilmektedir. Bu yüzden hastalığın dağılımı sınırlı olmaktadır. S. acidiscabies (asit uyzu) uyuzu ise yukarıda belirtilen toprak PH' sında da ortaya çıkar ve genel uyuz hastalığı ile yakın bir akrabalığı vardır ve pH' nın + olduğu topraklarda bile gelişmektedir. Bu hastalık ürün rotasyonu ile kontrol edilebilir ve oluşturduğu belirtiler, S. scabies tarafından neden olan belirtilere benzerdir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Uyuz hastalığını görüldüğü alanlarda, dayanıklı çeşitlerin kullanılması.
2. Patojenin tarlaya girişini engellemek için hastalıktan ari ve serifikalı tohumluklar kullanılmalı.
3. Ürün rotasyonu ve turp, şekerpancarı, lahana, ıspanak ve havuç gibi alternatif bitkilerin yetiştirilmemesi. Ürün rotasyonunda buğdaygiller, mısır ve yonca (kırmızı yoncalar hariç) kullanılabilir.
4. Amonyum sülfat gibi asitlik artırıcı gübreler kullnılrak toprak pH' sını 5 ya da 5.2' ye ayarlanabilir. Kireç ve gübre gibi toprak alkaliliğini artırıcı uygulamalardan kaçının.
5. Yumrular oluşmaya başaladığı 2. ve 6. haftalarda su stresinden kaçınmak faydalıdır. Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaç aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisit) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Maneb WP %80 | 1,6 kg/100 kg |
Etmenin genel özellikleri :
Rhizoctonia solani Kühn. (Eşeyli devresi :Thaatephorus cucumeris [FR] Donk) toprak kökenli, geniş bir konukçu listesine sahip fungal bir hastalık etmendir. Fungal etmenin sinonimleriPellicularia filamentosa ve Corticium solani' dir. Fungus bitki materyali içinde ya da sklerot (dayanıklı üreme organı) olarak toprakta uzun süre canlı kalabilir. Bitki tohumları bulaşık topraklara dikildiğinde, fungus çimlenen tohumların kotiledon yapraklarına saldırabilir ve nemli koşullarda fideler tamamen çürür ve ölürler, sağ kalan bitkiler ise kök ya da kök boğazı çürümesi hastalığına neden olur. Ayrıca fidelerin yan yatması ile de hastalık etmeni çökerten olarak adlandırılır, bunun yanında bir çok farklı bitkide farklı isimler ile de anılmaktadır, bunlar; gövde ve stolon kanseri, yumru kararması, siyah bacak gibi isimlendirilir. Hastalık etmeni hastalanmış bitkilerde misel ya da sklerot (dayanıklı üreme organı) olarak veya bulaşık toprakların taransferi ile yeni alanlara taşınır. Bir çok Rhizoctonia hastalığı misel veya sklerotları ile bulaşmayı gerçekleştirmesine rağmen, fasulye, şekerpancarı ve tütün bitkilerinde hastalık basidiospor olarak adlandırılan eşeyli sporları ile infeksiyonları gerçekleştirir. Ayrıca bu sporlar sayesinde hızla uzun mesafelere taşınması mümkün olmaktadır. Özellikle hava neminin yüksek olduğu bölgelerde bu sporlar hastalık etmeninin yayılmasında önemli olabilir. Rhizoctonia hastalığının bir çok ırkı ya da biyotipleri bulunup, bunlar anastomosis grublar olarak adlandırılır ve bir çok konukçuda hastalık yapmaktadır. Örneğin patatesde hastalık yapan ırkının AG-3 olduğu bildirilmiş, aynı ırkın şekerpancarı bitkisinde de ortay çıktığı bildirilmiştir. Hastalık etmeninin konukçuları; patates, domates, fasulye, kabakgil bitkileri (hıyar, karpuz, kabak ve kavun gibi), şekerpancarı, yerfıstığı, yonca, patlıcan, mısır, çilek dir. Fungus toprak ve tohum kökenli bir patojendir. Fungus toprakta paraçalanan bitki dokularında misel olarak da canlı kalabilir. Örneğin patates yumrularında misel ya da sclerot (dayanıklı üreme organ) olarakda uzun süre canlı kalbilir. Hastalık etmeninin populasyonu konukçu bitkilerin yokluğunda önemli bir azalma gösterir ve hastalık etmeni toprak tipi, rotasyonlu ürün ve topraktaki organik maddelerin miktarından da önemli ölçüde etkilenir. Hastalık gelişmesi için uygun koşullar serin ve nemli topraklardır. Hastalık gelişimi için ise optimal sıcaklık 18 °C dir.
Belirtileri:R. solani asıl olarak bitkilerin tohum, hipokotil ve kök gibi toprak altı aksamlarına saldırır, fakat bazı durumlarda toprak üstü aksamlarına da saldırdığı görülmüştür. Hastalığın en çarpıcı belirtisi tohumların çimlenmesini takiben toprak üstüne çıkmadan ya da çıktıktan sonra ölmesi ya da fidelein yan devrilmesidirki bu hastalık belirtisi çökerten olarak adlandırılır. Fungus tarafından ölmeyen infekteli bitkiler gövde ve kökleri üzerinde kırmızı-kahverengi lekelerin olduğu kanserlere sahiptir. Toprak altı infeksiyonlara ilave olarak, fungus toprak yüzeyine yakın yaprak ve meyveleri de infekte edebilir. Patates: Rhizoctonia hastalığının en tanıtıcı görülen belirtisi, patates yumruları üzerinde siyah bir derinin veya sklerotların varlığıdır. Bu sklerotlar büyüklük olarak çok küçük, düz ve yüzeysel siyah lekelerden büyük, kabartı ve düsensiz bir şekildeki lekelere kadar değişmektedir ve bunlar yumrunun büyük bir bölümünü kaplamaktadır. Ekstrem koşullarda, bu siyah deri patateslerin pazar değerini etkilerken, tohumluk olarak ayrılan patateslerde ise yeni inokulum kaynağı oluğundan belkide daha fazla önem arzetmektedir. Gövde ve stolonlar üzerinde karekteristik olan belirtiler kahverengi ile siyah renkli ve çökük haldedir. Bu tür kanser hastalığı, genişlemeye devam eder ve gövde ve stolonların etrafını sararak onların ölümlerine neden olabilir. Böyle bitkiler genellikle sağlığına hızla geri kavuşmakta, fakat hastalık bitkiyi zayıf düşürdüğünden erken yanıklık gibi diğer hastalıklara karşı hassaslaşırlar.
Patates bitkilerinin toprak altı sürgünleri toprağa çıkmadan öldüğü baharda özellikle şiddetli olarak etkilenebilir. Gelişen sekonder sürgünler ise daha az canlıdır ve çok daha fazla düzensiz gelişmelere neden olurlar. Ölmeyen, fakat şiddetli olarak etkilenmiş bitkilerin sürgünleri genellikle bodur kalırlar ve gelişme sezonu boyuncada böyle kalmaya devam eder. Erken gelişme sezonlarında ortaya çıkan stolon infeksiyonu yumru oluşumunun azalması ile sonuçlanır. Orta sezonlarda ortaya çıkan enfeksiyonlarda ise ana gövde üzerinde derin ve çökük leke kanserleri oluşur. Toprak üstü aksamlarda morlu bir sararma ve yukarı doğru kıvrılmalar görülebilir. Bu belirtiler bazı virüs hastalıklarının simptomları ile karışabilir. Rhizoctonia' yı diğerlerinden ayırmanın anahtarı havai yumruların oluşumu ve toprak altındaki gövdenin üzerinde kahverengi çökük lekelerin varlığıdır.
Mücadelesi: Kültürel Mücadele:1. Hastalık ile bulaşık, özellikle çoğalmada kullanılan yumru ve tohumların hastalıktan ari olmasına dikkat edilmeli.
2. Hastalığın bulunduğu alanlarda toprak dranajına önem verilmeli ve tarlada su birikmesine müsade edilmemeli.
3. Bitkiler sık dikilmeden kaçınılmalı ve havalanma iyi olacak şekilde dikimler yapılmalı.
4. Kompost ve organik gübremeler dikkatli yapılmalı, yoksa hastalık daha şişdetli bir şekilde ortaya çıkabilir.
5. Hastalıklı bitki artıkları inokulum kaynağı olduğundan yetiştirme ortamlarından uzaklaştırılmalı veya imha edilmeli.
6. Hastalık etmenine alternatif konukçu (yulaf ve arpa gibi) bitkiler kullanılarak 2-3 yıl ürün rotasyonu yapılabilir.
7. Hastalık etmeni kumlu topraklarda azalma gösterirken, organik ve ağır topraklarda daha fazla ortaya çıkar, bundan dolayı üretim alanlarının toprak yapısına dikkat edilmeli.
8. Bitkileri yaralamaktan kaçınılmalı.
9. Bitkilerin ve yumruların dikimi biraz daha sıcak ve nemin az olduğu havalara kaydırılabilir. 10. Hastalık etmeni şekerpancarı ve yonca gibi bitkilerin ekimini takiben yapılan patates yetiştiriciliği hastalıktan daha fazla etkilenebilir.
11. Patates yumrularından bitkilerin toprak yüzeyine hızla çıkmasını sağlayacak kültürel önlemler artırılmalı.
Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bakır Oksiklorid WP 50% | 500 g fidelik |
Benomyl WP 50 % | 100 g |
Bordo Bulamacı Sıvı | 500+1000 g fidelik |
Captan WP 50 % | 250 g Fidelik |
Captan+PCNB Toz 10+10 % | 40 g/ m2 Toprak |
Chlorothalonil WP 75% | 200 g |
Formaldehit EM 400 g/l | 4 lt (m2 ye 150 cc) |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Maneb WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Maneb WP 80% | 250 g fidelik |
Methyl Bromide Gaz 98% | 60 g m2 toprak |
PCNB Toz 18% | 35 g/m2 toprak |
Propineb WP 70% | 250 g fidelik |
Thiram WP 80% | 200 g/100kg tohum |
Tolclofos Methyl WP 50 % | 100 g |
Hymexazol SC 360 g/l | 150 cc |
- V. dahliae Kleb.
Etmenin genel özellikleri :
Verticillium etmenleri:- Verticillium dahliae Kleb.
- V.albo-atrum Reinke et Berth. en yaygın olarak bilinen toprak kökenli fungal hastalık etmenleridir. Genellikle kötü yapılı toprak ve düşük toprak sıcaklıklarında ortaya çıkmaktadırlar. Oldukça geniş bir konukçu listesine sahip olup, odunsu ve otsu bitkilerde hastalık yapmaktadırlar. Bunlardan bazıları; domates, patlıcan, biber, nane, krizantem, pamuk, meyve ağaçları, çilek, güller, yoncadır. Bunun yanında tüm gymnospermler, elma, çeviz ve meşeler genellikle dayanıklıdır. Verticillium' un gerçekte iki türü vardır; Verticillium albo-atrum ve V. dahliae. Her iki Verticillium düşük seviyelerdeki toprak sıcaklıklarında doğal olarak ortaya çıkmakta ve duyarlı bitkilerde hastalık yapmaktadırlar. V. albo-atrum en iyi şekilde 20 - 25 °C sıcaklıklarda gelişme gösterirken, V. dahliae 25 - 28 ° C gibi daha yüksek sıcaklıklarda daha iyi gelişme göstermektedir. Hastalık sıcak bölgelerde, özellikle sulanan alanlarda problem olmaktadır. Fungus çok yıllık bitkilerde, bitki artıklarında ve vejatatif üreme organlarda (patates yumrusu gibi) kiş koşullarını misel olarak geçirir. Bundan başka küçük, siyah, tohum benzeri yapısındaki mikrosklerotları (dayanıklı üreme organı) sayesinde 10 yıl veya daha uzun süre toprakta canlı kalbilir. Bu yapılar dayanıklı bitkilerde herhangi bir belirti göstermeksizin ince kökleri üzerinde veya içerisinde de oluşabilir. Bu sklerotlar hassas ya da hassas olmayan bitkilerin kökleri tarafından salgılanan salgılar (exudate) tarafından çimlenmeleri teşvik edilir. Böylece fungus hassas olan bitkilerin köklerinden enfekte eder ve korteks dokularında kolonize olurlar. Bitki dokusunda oluşan konidisporları su ile bitkinin üst aksamlarına taşınır ve fungus iletim bitkinin dokularıda kolonize olmaktadır.Hastalığın teşhisinde hastalıklı bitkilerde fungal yapıları görmek mümkün olmadığından, labaratuvar kültürü gerekmektedir. Hastalık etmeni uzun mesafeler hastalanmış yumrular ve infekteli fideler ile taşınabilir. Hastalık etmeni yetiştirme ortamına girdikten sonra, toprak işleme aletleri, rüzgar ve su ile taşınmaktadır. Hastalık etmeni bitkinin fizyolojisini değiştiren nematodlar ile bulaşık alanlarda daha şiddetli olarak hastalık yapabilir.
Belirtileri: Bitkilerin yeşil aksamarında sararma ve ölmeler olabilir. İlk hastalık belirtileri tek taraflı yaprak sararması ile karekterize edilir, daha sonra bitkilerde solgunluklar baş gösterir ve ölen bitkiler dik bir şekilde kalmaya devam ederler. Gövde kesildiğinde özellikle toprak hattının alt kısımlarında infekteli bitkiler kararmış iletim dokularını görür. Bu hastalık verimi önemli ölçüde azaltabilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Dayanıklı çeşitler terçih edilmeli ve hastalıktan ari ve sertifikalı yumrular kullanılmalı.
2. Toprak inokulum kaynağı olduğu için, toprak işleme işlerine büyük ölçüde dikkat edilmeli.
3. Toprak ısısının ani düşüşlerini engellemek için, sık sulama yapılmalı. 4. Bulaşık alanlarda hasta bitkiler sökülerek yok edilmelidir.
5. Sıcak Bölgelerde solarizasyon etkili bir kontrol yöntemidir.
6. Ürün rotasyonu yapılabilir (yonca ya da buğdaygiller tercih edilebilir).
7. Nitrojen gübrelerinin optimal seviyede kullanımı hastalık şiddetini azaltmaktadır.
8. Gelişme sezonunda sulamında kontrollü yapılmasıda hastalığı şiddetini azaltabilir.
9. Dayanıklı çeşitlerin kullanımı.
10. Mısır gibi bitkilerde yapılan yeşil gübre uygulamaları hastalığı baskı altında tutabilir.
Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Carboxin + Thiram FF 205+205 g/l | 400 cc/100 kg tohum |
Carboxin + Thiram WP 37,5+37,5 | 600 g/100 kg tohum |
Chloroneb Toz 10% | 2 kg/100 kg tohum |
Pencycuron+Captan Toz 20+50% | 500 g/100 kg tohum |
PCNB+Captan Toz 10+10% | 700 g/dekar |
Tolclofos-Methyl Toz 10% | 2 kg/100 kg tohum |
PCNB Toz 75% | 600 g/100 kg tohum |
Tolclofos-Methyl WP 20% | 300-350 g/100 kg tohum |
Trichoderma harzianum Rifai-KRL-AG2 WP | 750 g/100 kg tohum |
Rhizopos Kök Çürüklüğü
Etmenin genel özellikleri :
Rhizopus stolonifer (Ehrenb.:Fr.) Vuill. (syn.: Rhizopus nigricans Ehrenb.) fungal çürüklük etmeni olup, aşırı nemli ortamlarda her yerde görülebilir. Mevcut olduğu ortamlarda bir çok ürüne, özelikle depolama koşullarında zarar verebilir. Özellikle ürünlerde zararlanma ya da böcek zararı varsa ve toprak sıcaklıkları 30-40° C' ye ulaşınca hastalık daha fazla ortaya çıkabilir. Hastalık etmeni dah serin olan 14-16° C gibi sıcaklıklarda da görülür. Hastalık iki farklı tipi yaygın olarak görülmektedir, bunlar; Rhizopus arrhizos and Rhizopus stolonifer dir.
Fungusun Rhizoid diye adlandırılan bir yapısı hastalığın her iki formunda da görülür. Rhizoid kök görünümünü ve fonksiyonuna benzeyen bir yapıdır, ama iletim dokularına sahip değildir. Bazı fungus ve algler tarafından su, besin ve gıdalarını almak için kulanılmaktadır. Her iki fungal etmen arasındaki farklılık Rhizopus stolonifer çok iyi gelişmiş bir rhiziod oluştururken diğerinde bu organ daha az gelişmiştir. Her iki fungal etmen de sporongia olarak adlandırılan (spor üretme organı) oluştururlar ve bunlar dairemsi olup, başlangıçta beyazken daha sonra koyu bir renk almaktadırlar ve binlerce gri kahverengi sporlar üretmektedirler. Her iki etmen de zayıf bir parazittir, ürünler iyi gelişmediğinde, zarar gördüğünde ya da aşırı nem ortamda bulunuyorsa hastalık yapabilirler.Belirtileri:
Şeker pancarı; Hastalık belirtileri geçiçi bir solgunluk ile başlar, daha sonra yapraklar kalıcı olarak solmaya başlar ve kurur. Hastalık Rhizoctonia tarafından oluşturulan zarara da benzeyebilir. Gri kahverengi lekeler üst aksamda görülür, yapraklar aşağı doğru düşer, kök dokusu yumuşak ve mantarımsı bir yapıya dönmektedir. Sonuçta tüm kök siyaha döner. İçsel oyuklar renksiz bir sıvı
ile dolar, bu sıvılar asitik bir koku etrafa salar. Ana kökün tepe kısmından çıkan sekonder kökler hastalık tarafından bitkiyi infektelenmemiş gibi de gösterebilir. Bu hastalıklı bitkilerin üzerinde başlangıçda fungusun beyaz bir misel gelişmesi görülür, fakat bunların rengi koyu renklere döner.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Hastalıktan ari ve sertifikalı yumruların kullanımı.
2. Bitkileri dikaktli sulamalı ve aşırı su ve nem oluşumundan kaçınılmalı.
3. Depolanmadan önce yumruların nemsiz ortanlarda kurutulmalı.
4. Böcek zararlanmalırını engellemek için böcek zararlarına karşı etkin bir mücadele uygulanmalı.
5. Depolama koşullarının iyileştirilmesi.
Kimyasal Mücadele:Genelde diğer hastalık etmenleri ile yapılan mücadele yeterlidir.
Etmenin genel özellikleri :
Septoria lycopersici Spegazzini fungal bir hastalık etmeni olup, tarla koşullarında ortaya çıkmaktadır. Fungus kış ya da kötü koşulları hasta bitki artıkları üzerinde toprağın içinde veya üzerinde geçirir. Bazen yabancıotlar üzerinde de kışı geçirebilir. Hastalık etmeninin konidi sporları, rüzgar ve yağmur damlacıklarıyla taşınması ile hastalık yayılır. Hastalık genellikle yağışlı ve çok sıcak (15° to 27°C) olmayan koşullarda ortaya çıkar. Domates tohumları bazen hastalık etmeninin sporlarını taşır, fakat infeksiyonlardan tohum sorumlu değildir. hastalıktan etkilenen bitkiler; domates, patates, patlıcan' dır.
Belirtileri:Hastalık belirtileri yaşlı yaprakların alt tarafında 1,5-3 mm çapında suyla ıslanmış gibi dairesel lekeler şeklinde ilk olarak ortaya çıkar. Lekelerin merkezi gri çevresi siyah veya kahverengi kenarlara sahiptir. Gövde, dal, çiçek sapı ve petiollerdeki lezyonlar daha büyüktür. Eğer çok fazla lezyon varsa yapraklar kurur ve dökülür. Meyveler hastalıktan etkilenmezler, fakat etmenin neden olduğu erken yaprak dökümü meyvelerde güneş yanmasına neden olabilir. İleri dönemlerde lekeler biraz daha büyür ve lekenin merkezinde bir çok koyu kahverengi, sivilce benzeri yapılar meydana gelir. Bu yapılar fungusun piknit denilen üreme organlarına verilen addır ve çıplak gözle farkkedilebilir. Ağır şekilde etkilenen yapraklar sararır, kurur ve dökülürler. Bu yaprak dökümü bitkilerin güneşten yanmasına sebebiyet verebilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Temiz tohum kullanılmalı.
2. Toprak inokulum kaynağı olduğu için, yeterli bir ekim nöbeti uygulanmalı.
3. Bitki artıkları tarladan uzaklaştırılmalı ve yakılarak ya da derine gömülerek yok edilmeli.
4. Dayanıklı çeşitler kullanılmalı.Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir. (Bordu bulamacı (%1,5) ve ya zineb(%0,4)).
These include maneb, mancozeb, chlorothalonil, and benomyl.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Fungisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
Bordo Bulamacı SIVI | 750+1500 g |
Ziram WP 80 % | 400 g |
Maneb WP 80% | 200 g |
Mancozeb WP 80% | 200 g |
Benomyl WP 50% | 60 g |
Etmenin genel özellikleri :
Sclerotium rolfsii Sacc. (teleomorph: Athelia rolfsii (Curzi) Tu & Kimbrough = Pellicularia rolfsii(Sacc.) West.) fungal bir hastalık etmeni olup, 200 den fazla türü etkilediği tahmin edilmektedir. Konukçuları arasında, süs bitkileri, buğdaygiller, meyve ağaçları, sebzeler ve yabacı otlar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; fasulye,lahana, havuç, karnıbahar, hıyar, patlıcan, sarımsak, marol, kavun, maydanoz, bezelye, soğan, bamya, biber, domates, patates, turp, kabak, soyafasulyesi sayılabilir. Fungus sulama suyu, bulaşık toprak, işleme aletleri ve şaşırtılacak fideler ile taşınabilir, özelikle fungusun sclerotları bu taşımada büyük rol üstlenmektedir. Fungus kış gibi olumsuz koşullarıda bu sklerotlar ya da yeni sezona kadar kalan canlı bitki artıklarında geçirir. Yeni sezonda bulaşma sklerotlardan oluşan sporlardan meydana gelir ve hastalık oluşur. Bu sporlar uzun mesafelere hava akımları ile taşınabilir. Nem ve yüksek sıcaklıklar fungusun gelişmesi için ideal koşullardır. düşük sıcaklıklarda enfeksiyon gerçekleşmeyebilir.
Fungusun diğer bir sinonim ismi ise Corticium rolfsii (Sacc.) Curzi.' dir.
Belirtileri:
Gövde: Fungus bitkilerde farklı belirtilere neden olabilir, fidelerde çökerten, patates yumrularının çürümesi, gövde kanseri, yumru yanıklığı, kök çürümesi, ve meyve çürümesi şeklinde ortaya çıkabilir. Nispeten kuru topraklarda, patates yumrularındaki lekeler Rhizoctonia solani tarafından oluşan belirtilere benzemektedir. Patates, kabak gibi bitkilerde depo çürüklüğüne neden olabilir.
Gövdelerde ilk belirtiler toprak yüzeyinin hemen altında koyu kahverengi bir leke şeklindedir. İlk göze çarpan etki ise alt yapraklarda başlayan çoğunlukla sararma ve solgunluktur. Maydanoz ve pırasa gibi bitkilerde gövde yan yatabilir, fasulye gibi bitkilerde dik kalabilir. Solgunluk ilerlemeye devam ederken, lekelerin üzerinde fungusun beyaz ipliksi miselleri gelişir. Fungus fide halindeki bitkilerin tüm dokularına saldırarak bitkileri öldürebilir. Daha yaşlı dokularda ise fungus odunsu dokulara saldırmamakta, fakat kabuk kısmı zamanla kuşatılmakta ve daha sonra bitki zamanla ölmektedir. Bu arada, fungus bitkide yukarı doğru bir gelişme gösterir ve yukarı doğru ilerlemesi ise daha çok hava ve nem koşulların bağlıdır. Aynı zamanda fungus köklere doğruda hızla gelişir ve dokuları öldürür. Hastalık belirtilerinin üzerinde ve toprakta ise yuvarlak, küçük ve kahverengi sklerotları oluşur.
Meyve ve yumru: Meyve ve yumrularda olduğu gibi gövdede istila edilmiş dokular solgun kahverengi ve yumuşaktır, fakat sulumsu değildir ve herhangi bir koku hissedilmez. Bir koyu renkli hat sağlam dokuları hastalıklı dokulardan ayırır.
Kök: Havuç gibi bitkilerde hastalık görüldüğünde, özellikle hastalanmış bitkiler topraktan çıkarılmak istendiğinde, bitkinin odunsu tabakası çekilirken, yüzey kabuk tabakası toprakta kalır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Konukçusu olmayan bitkiler (mısır, sorgun gibi) ile ürün rotasyonuna gidilmeli.
2. Yabancıotların ürün alanlarından uzaklaştırılması.3. Fazla nem tutacak olan sık dikinden kaçınılmalı.
4. Fazla asit olmayan, humusca zengin ve iyi drenajlı toprkların seçilmesine özen gösterilmeli.
5. Toprak asitliği arttırılabilir.
6. Fungus amonyum (ammonia) ve nitrat ile de konrol edilebilir, bu gübrelere ağırlık verilebilir, özellikle dikimden önce yapılması tavsiye edilir.
Kimyasal Mücadele:Toprak iaçlaması tavsiye edilir, ilaçlamalar pahalı olmakla birlikte yüksek konsantrasyonları bitkiye zarar verebilir. Napthalene, PCNB, formaldehyde, chloropicrin ve cyanmide. Kültürel önlemlere ağırlık verilebilir.
Bu fungisitler büyük alanlarda kullanılmadan önce, küçük alnalarda kullanılarak etkinlikleri test edilebilir. Bu tür testlemeler bitkilerin fide de dahil olmak üzere her devresinde testlenebilir.
Etmenin genel özellikleri :
Synchytrium endobioticum (Schilberszky) Percival
Fungal hastalık etmeni hakkında fazla bilgi yok.
Belirtileri:
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Dayanıklı kültivarların kullanımı.
2. Hastalıktan ari ve sertifikalı yumru kullanımı.
3. İnfekteli bitki artıkları yok edilmeli.
4. Konukçusu olan yabancıotlar ile mücadele edilmeli.
Kimyasal Mücadele:
- Sclerotinia minor
Etmenin genel özellikleri :
Sclerotinia sclerotiorum (Lib.) de Bary S. minor Jagger = S. intermedia Ramsey fungal bir etmen olup, beyaz yada yumuşak çürüklük olarak bilinir ve hemen hemen her yerde tarlada ve taşıma esnasında büyük kayıplara neden olabilir. Hastalık etmeni biraz serin ve nemli koşulları sever ve kayıplara daha fazla sebep olabilir. Hastalık bir bölgeye girdinmi oradan onu uzaklaştırmak imkansızdır. Hastalık etmeni luşturduğu dayanıklı organları (sclerot) sayesinde uzun yıllar toprakta canlılığını muhafaza edebilir. Konukçularından bazıları; Domates, Patates, Fasulye, Patlıcan, Havuç, Kereviz, Biber, Kabak, Elma, Karanfil gibi geniş bir konukçu listesine sahiptir.
Sclerotinia genusunun türleri, ya toprak kökenli ya da hava kökenli patojenler olarak fonksiyon görürler. Hastalık etmeni hastalıklı dokularda bol miktarda dayanıklı üreme organı olan sklerotlar üretir, eğer bu scrotlar apothecium (eşyeli spor üretme organı, askospor) oluşturarak çimlenirlerse, infeksiyon bitkilerin toprak üstü aksamlarında meydana gelir. Toprak hattında ise infeksiyon ya askosporlardan ya da sklerotial infeksiyon sonucu ortaya çıkmaktadır, toprak altındaki infeksiyonlar da direk olarak sklerot infeksiyonlarıyla olmaktadır. Sclerotinia türlerinin yaşam döngülerinin tamamı, yaklaşık olarak %90' ı sklerot halinde bulunmaktadır. Yılın belirli zamanlarında, fungusun genetiksel özelliğine ve değişik çevre faktörelrine bağlı olarak sklerotlar çimlenir ve konukçuyu direkt olarak enfekteleyen misellerini ya da apothecium organlarını meydana getirir. Miselyum ile konukçuenfeksiyonu yoprak seviyesinde ya da altında meydana gelir. Sklerotlar ekzogenous besinlerin varlığında çimlenir ve ilk olarak cansız organik maddeleri istila eden ve daha sonra ise canlı bitki dokularını infekteyen misellerini meydana getirir. Konukçıu dokunun kütikula dokularının enfeksiyonu mekanik bir basınç ile başarılır. Misel infeksiyonu sclerotların bulunduğu bölgeden 2 cm kadar uzaklıktaki bitkileri infekteyebilir. Eşeyli üreme devresinde ise fungus hava yolu ile etrafa dağılan askosporları üreten apothecium organını meydana getirir. Bu tür çimlenme için genellikle 10-20 °C' lik bir sıcaklığa gereksinim duyulur. Uygun sıcaklık ve nem koşulları altında askosporlar serbest kaldıktan sonra 3-6 saat içerisinde çimlenmektedir. Askosporlar canlı olmayan konukçu dokularını çimlenir ve infekteler. Daha sonra ise gelişen miselyum bitkinin sağlıklı dokularını infektelemektedir. İnfeksiyondan sonra bitki dokularının içerisinde ya da üzrinde yüzeysel olarak tekrar sklerotlar oluşmaktadır. Bitki dokularının ölmesi ya da sklerotların bir şekilde toprağa düşmesi ile bunlar toprakta haftalar hatta yıllarca dinlenme sporları olarak kalabilir. Aktif gelişme koşulları bulunca bunlar tekara çimlenir ve yeni enfeksiyonlarını meydana getirir. Oluşan sklerotlar uzun yıllar toprakta canlılığını muhafa edebilir ve toprak nemi, pH ve toprak sıcaklığının canlılığı üzerinde çok fazla bir etkisi bulunmamaktadır, bunu rağmen yüksek sıcaklık ve nem oranı bunlarının konukçusu bulunmadığı zamanlarda çimlenmesini teşvik ettiği için toprak yüzeyine yakın sklerotlarda parçalanma ya da ölümler söz konusu olabilir. Bir çok mikroorganizma sklerotlar üzerinde öldürücü etkiye sahip olabilir, Coniothyrium minitans ve bazı Trichoderma spp. türlerinin bunlar üzerinde mykoparazit olarak etki yaptığı bilinmektedir. Funguslardan elde dilen á-1,3 glucanase' ın sklerotial dokuları parçalamakta ya da lysise etmektedir.
Belirtileri:Hastalığın tarlada ilk belirtileri bitki yeşil aksamlarında hızlı bir solgunluk olarak görülmeye başlar ve toprağa yakın kısımlarda gövdelerde görülen yumuşak çürük nedeniyle böyle bitkiler ölür. Çürüyen alan fungusun beyaz miselleri ile kaplanır ve zamanla buralarda sert siyah sklerotlar (dayanıklı üreme organı) görülmeye başlar. Sklerotlar genllikle gövdenin içerisinde oluşmaktadır. Gövde infeksiyondan hemen sonra beyaz ile açık kahverengi renkte ve kırılgandır.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:1. Bitkileri aşırı sulamadan kaçınılmalı ve havalanmasına önem verilmeli.
2. 3-4 yıl ürün ratasyonu yapılmalı.
3. Gereksiz azotlu gübrelemeden kaçınılmalı.
4. Toprak solarizasyonu
5. Ürünler depolanacak ise iyi depolama koşulları kullanılarak zarar en alt seviyeye çekilebilir.
6. Bahçe temizliğine önem verilmeli. Kimyasal Mücadele:
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki tabloda verilmektedir.
Kullanılan Kimyasal İlaçlar (Funisid) |
Kullanım Miktarı
(100 Litre) |
İprodine WP 50% | 75 g |
Pyrocmiodine WP 50% | 75 g |
Benomyl WP 50% | 60 g |
PCNB TOZ 18% | 10 kg/dekar |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder